Seren, Sami’ye doğru bir tekme savurdu. Ancak Sami kedi gibi geriye sıçradı ve
tekmeden kurtuldu.
(Bu arada söylemeyi unuttum, Sami ileri seviye bir Kung-Fu
ustasıdır. Arkadaşlığımız da aynı dojoya
gitmemizden kaynaklıdır. )
Ancak dikkatimi başka bir şey çekti, Serenin tekmesi hiç
öyle bir kız tekmesi gibi değil. Aksine güçlü bir Taek-Won-Do tekmesiydi. Olaylar
iyice garipleşmişti. Tam olaya müdahale edecekken kolumdan birisi yakaladı.
-
Dur evladım. Bu bir tesadüf olamaz. Dur ve
seyret.
Kolumdan tutan yaşlı bir dedeydi. Şaşkın bir şekilde “Tamam” dedim. Zaten gidemezdim çünkü dede kolumu öyle
bir tutuyordu ki; yaşlı bir adamın o kadar güçlü ellere sahip olması hiç doğal
değildi. Şaşkınlıktan aptal oldum ve en iyisinin dedenin öğüdüne uymak olduğuna
karar verdim.
Bu arada Seren, Sami’yi kovalamaya devam ediyordu. Sami de
şaşırmıştı. Seren’in attığı tekmeler Sami’ye baya zor anlar yaşatıyordu. Bu
arada gözüm Esra’ya ilişti. Esra eteğinin zaten derin olan yırtmacını sonuna kadar
ayırmış dikkatli bir şekilde Sami’yi takip ediyordu. Sami ise pür dikkat Seren’in
tekmelerinden kaçmaya çalışıyordu. Derken bir anda Esra, Sami’nin ayaklarına
daldı ve Sami’yi kaldırdığı gibi yere çarptı. Bu da Tackle dediğimiz, mükemmel sergilenmiş
bir Combat Ju Jitsu hareketiydi. Sami yerde tavana bakarak yatıyordu. Çok acısı
yok gibiydi, ama şaşkınlıktan sersemlemişti. Bir anda Seren’in topuğunu havada
görünce kendine geldi ve yuvarlanarak tekmeden kurtuldu. Kaçmanın işe yaramayacağını
anlamıştı ve karşılık veriyordu. Sonuçta karşısında iki tane yetenekli savaş
sanatçısı vardı. Seren’in tekmelerine artık alışmıştı ve onlarla başa
çıkabiliyordu. Ancak Esra’nın ani tackle’ları işini çok zorlaştırıyordu. Esra’nın
etkili bir tackle’ı sonrasında yerden kalkması uzun sürmüş ve kolunu Esra’ya
kaptırmış, fena bir şekilde kilitlemişti. Ancak Sami kollarını omuzlarından istediği
zaman çıkartabiliyordu. Bu şekilde Esra’nın kilidinden kurtuldu. Hatta
kurtulmakla kalmadı ve Esra’nın göğsüne güçlü bir tekme atarak onu etkisiz hale
getirdi. Sanırım Esra’nın göğüsleri o kadar büyük olmasaydı daha çok zarar
görebilirdi. Yere düşen Esra’yı gören Seren daha da sinirlendi. Ancak siniri
yüzünden tekmelerini daha dengesizleşti. Sami artık Seren’in tekmelerinden çok
rahat kaçıyordu. Ancak bir türlü uzun bacaklarından fırsat bulup
yaklaşamıyordu. Beş dakikanın ardından Seren artık yorulmuştu. Tekmeleri eski
hızını kaybetmişti. Sami bu fırsatı değerlendirdi ve Seren’e yarım metre kadar
yaklaşıp, çift avuç içi tekniğiyle onu da yere serdi. Tam bana dönüyordu ki, yanımdaki dede bir anda sanki Sami’nin yanına
ışınlandı ve ensesine bir yumruk atıp yere serdi.
Bana döndü.
-
Ve sen evladım artık sende bu hikayenin bir
parçasısın dedi.
Ne yaptı ne etti anlamadım ama bir anda gözlerim karardı,
kendimi yerde buldum.
En son hatırladığım dedenin kahkahalarıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder